Kayıtlar

Ekim, 2019 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Düşüncenin Niteliği Üzerine (Büyük Düşünebilmek)

Büyük düşünce nedir? Büyük düşünce, kendi içinde tutarlı, eleştiri eleğinden geçirilmiş, empati ve insaniyet duraklarını yurt edinmiş, fikir üretirken dönemin moda paradigma ve ideolojilerinin baskısını kırabilmiş, çağın insanının sahip olamadığı bir bakış açısıdır. Doğuştan keskin dirâyetli olanlarımız varsa da büyük düşünebilmek herkeste görülebilecek bir yetenek değildir. Geniş bir ufka sahip olmayı gerektirir, derinlik ister yüzeysellikten öte. Gözlerin göremediği bir görmeyi gerektirir büyük düşünebilmek, gönül gözüyle bakabilmeyi. Çağın insanı korkaktır. Toplumdan farklı düşünce ve değer yargısına sahip olduğunda karşılaştığı  olumsuz durumlarda Hakikat’e sırt döner hemen. Bir arpa boyu ilerlemeden terk eder Hakikat yolunu. Cesaret edemez düşünmeye, fikir üretmeye, bağımsız yargılarda bulunmaya. Çünkü farklı bir düşünceye sahip olduğunda toplumda kabul görmeyip “öteki” addedilme telaşesi sarar benliğini. Bir başına kalmak korkusu yakalar perçeminden. “Yapamam, dı...

Post-Modern Dünyada Madde ve Mânâ Üzerine

Açıklama: (Bu yazımda “modern” kavramını, yapılagelen olumsuzlukları ifade etmek için kullanırken bilinen dar anlamıyla salt çağdaşlık olarak; modernlik düşüncesiyle asıl yapılması gerekenleri ifade ederken ise akıl, mantık, inanç, irfan ve vicdandan ayrılmadan her çağın şartlarına uygun değerler üretmek olarak kabul edeceğim. Ve bu durumu bir paragraf içerisinde örneklerle izah etmeye çalışacağım.)       Modern toplum maddi üretimlerinde mânâyı maddeye râm ediyor. Hayatın içtimaî ve kurumsal hemen her alanında gün geçtikçe silikleşen manevi izler, zihinsel olarak sağlıklı birey ve güçlü toplum olabilmenin temeli olan aile olgusu üzerindeki etkisini de günbegün yitiriyor. Böylelikle özünden kopuk, benliğine yabancı, mayası kokuşmuş kimlikler türüyor. Bu durumun en büyük nedenleri ise sınırsız ve kuralsız sonu olmayan teknolojik gelişmeler, zihnimizi ve kimliğimizi bulandırarak bireyi kendine yabancılaştıran internet bağımlılığı, etik-ahlâk anlayışımızı yerle yeksan...

Bir Bilinç ve Farkındalık “Elhamdulillah Müslümanım”

Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla “Yaratan Rabb’inin adıyla oku. ...Gerçek şu ki; insan kendini yeterli gördüğü vakit azar.”*Alak/1. ..6-7. ayetler “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın bir şeyin ardına düşme. Çünkü; kulak, göz ve kalp... Bunların hepsi ondan sorumludur.”*İsrâ/36.ayet Her insan İslâm fıtratı üzerine doğar. “Allah sizi hem daha önce,  hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi.” (*Hacc/78) Daha sonra anne-babası onu hristiyan/yahudi/mecusî/putpe rest ya da bir yaratıcının yokluğunun, tanrı tanımazlığın ifadesi olan ateizm/ateist yapar. Bir yaratıcı varsa bile, aklımızı ya da teknolojiyi kullansak da hiç bir şekilde bu Yaratıcı’ya nüfuz edemeyeceğimizi savunur bir başka ideoloji de. Agnostizm/Agnostik Tüm bu evrenin ve evrenin bir düzen dahilinde çok hassas dengeler/sabiteler üzerinde hareket etmesi sebebiyle arkasında olması mutlak gerekli akıllı/güçlü/iradeli bir yaratıcı yerine rastlantı ve tesadüflerin bileşimiyle oluştuğunu iddia eder bel...

Değer Algımız Üzerine

                   Toplum olarak değer algımızın altüst olduğu bir zaman dilimi içersindeyiz. Temel hedeflerimizin odağında para ve bu doğrultuda konforlu yaşama duyulan şiddetli arzu yer alıyor. Öyle ki gelinen noktada patenti bu coğrafyaya ait olan “Paran varsa değerin de var.” şeklinde veciz(!) bir deyişe de sahibiz. Bu çizgi, yani ana hedeflerimiz; karizma/popülerlik ve sınırsız kuralsız cinsel hayat şeklinde hedefin diğer basamaklarını oluşturuyor. Varoluşsal anlama dâir eleştirinin neredeyse hiç yapılmadığı bir toplum olma yönünde ilerliyoruz.  Ontolojik varlığımız itibariyle anlamın tarihi ve tarihin anlamı olduğumuz gerçeğini akla getirmiyoruz dahi. Bu türden sorgulamalar ile ancak yaşamın anlamını kavrayabileceğimizi de ıskalıyoruz böylelikle.            Kısa süre önce  bir sohbet esnasında yakın bir arkadaşımın, ‘Bu dünyada çıkarın neyi gerektiriyorsa ona göre hareket edeceksin.’ şekl...