“İnsanın Kavgası Kaderle Değil, Kelimelerle” *(1)
Analitik düşünme yeteneği kazanamadan bu dünyadan göçüp gitmek nasipsizlik olarak insana yeter diye düşünüyorum. Meselelere, düşüncelere, fikirlere, siyasete ve siyasîlere, militarist değerlere, ideolojilere, olgu ve olaylara son derece sığ bir yaklaşımla eğiliyoruz ve bu sebeple payımıza düşen radikal seviyede fanatiklik ya da radikal düşmanlık oluyor. Mâkul ve itidal üzere olamıyoruz. Neyi benimsediğimizi ya da kökten reddettiğimizi tam olarak bildiğimizi söyleyebilmek de mümkün değil. İnsanlığın çok küçük bir kısmı dışında maalesef geriye kalanı bu durumda. İnsanlığın belki de varoluşundan bu yana bir türlü sağlam temeller ve değerler üzerinde birliktelik kuramaması ve buradan hareketle insanlık yararına adımlar atamaması en basit ifadeyle eleştirel düşünememesinden ileri geliyor. Bireylerin ve toplumların cenderesinde olduğu çıkar ve haz odaklı dünya görüşü, ilişkileri de bu perspektif üzerinden şekillendiriyor. Sonrasında ise kavramlara veri...