Kayıtlar

Ekim, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DÜŞÜNCENİN DÜRÜSTLÜĞÜ (İoanna Kuçuradi’ye atfen)

              Günlük hayatımızda, iş ortamında, arkadaş çevresinde hemen hemen bir çok konuda sohbet eder, görüşlerimizi dile getiririz. Herkesin farklı görüşler beyan ettiği zeminde konsensüs noktasında buluşabilmek çoğu zaman mümkün olmuyor. Bu durumun ise duygularımızın tesirinde kalmamız ve böylelikle fikrin/düşüncenin/aklın haklı çıkmasından ziyade “benim” dediğim doğru, “ben” haklıyım diyebilmek yüksek arzusundan ileri geldiğini düşünüyorum. Böylesi bir durumda evvela duyguların uzaklaşmasıyla başlayan ilişkide kopmalar ve toplumsal ayrışmalar düşünce ve fikir olarak da bizleri kutuplaştırıyor. Sonrasında ise son derece keskin gruplara/hiziplere ayrılıyor ve kendi düşünce ve değer yargılarımızı doğru kabul edip karşı tarafı ötekileştiriyoruz ve dahi ötekileştirmekle kalmıyor yok sayıyor, asimile etmeye çalışıyoruz. Burada yapılan temel yanlışın, karşı tarafın düşünce ve söylemlerine eleştiri getirirken buna karşılık gerekçelendirilmiş ve güçlü ar...

Reis(!) ve İsveç El ele NATO’ya

        İsrail’in Gazze ablukasının yaşandığı şu günlerde ülke olarak hükümetten fiili bir yaptırım ve adım bekliyoruz. Sadece ülkemizde değil dünyanın kalburüstü tüm devletlerinde (ABD dahil) söz konusu zulme tepki gösterilirken imparatorluk geçmişi olan Türkiye hassaten İslam dünyasına liderlik etme arzusunda olup buna karşın gerekli duruşu sergileyememektedir. Son olarak MHP Başkanı’nın İsrail’e yirmi dört saat süre tanıması ve sürenin dolması da bir şeyleri değiştirmedi. Bunun yanında Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamaları da İsrail’e geri adım attırmadı. Bu vasatta müslümanlar olarak Gazze için bireysel ve kollektif duruşu sergilememizin yanında STK’lar ve derneklerin vasıtasıyla hükümete daha fazla baskı uygulamamız gerektiği kanaatindeyim. Bebeklerin birer birer öldüğü ve her an ölebilecekleri endişesiyle, ailelerinin kendilerini bulabilmeleri için daha hayattayken kollarına ve bacaklarına isimlerini yazdıran gençlerden yansıyan görüntüler ortaya çıktıkça daha...

AH KÛDÜS AH!!!

            İslam dünyası olarak sinirlerimizin gerildiği, duygu durumumuzun alt üst olduğu bir süreçten geçiyoruz. İsrail’in on yıllardır mazlum Filistin Halkına yaptığı zulmün belki de en şiddetlisini görüyoruz son günlerde. Çok küçük bir alana tıkıştırılmış iki buçuk üç milyon dolayında Filistinli, üzerine atılan bombalarla yaşam mücadelesi veriyor. Ne gidecek yerleri var ne de kalacakları evleri. Şahsım adına, sosyal medya üzerinden Fiistin’e ilişkin paylaşımları gördükçe 3. dünya savaşı çıksın, haçlı ile hilalin savaşı başlasın diyorum. Bu kadar zulme sessiz kalmaktansa tüm samimiyetimle onurlu bir ölümü tercih ediyorum. Yaşama hakkı tanımadan, yerlerini, yurtlarını boşaltmalarına müsaade etmeden bombalamak ve hattâ kimyasal fosfor bombası kullanmak hangi dinde hangi kitapta yazıyor ki! Bunun insanlıkta bir karşılığı var mıdır? Dünden Bugüne İsrail ve Arz-ı Mevud      Bir asırlık dahi ömrü bulunmayan İsrail devleti 1948’de kurulmuş olup ...